Ben seni kocaman bir yürekle sevdim
Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
Sen damarlarımdakı kana karışıp, geldi.
Sen oturdun yüreğime.
Bir başkayerde olamazdın zaten.
Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın.
Çok aşka ev sahipliyi yapan bir yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni.
Herhangi bir konuk değildin artık.
Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama.
O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya...
Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle.
Çiçek çiçek açtın yüreğimde.
Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında.
Taze bir yaprak gibi yeşildin.
Açelya idin pembeliğinle.
Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün.
Kırmızıydın ateş gibi.
Ve maviydin....En çok bu renkle anmayı sevdim seni.
Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da...
Kendime bile dar gelirken, içinde her kese yer olan bir hayatın sahibiydim artık.
En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
içimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm.
Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız,
İçten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni.
Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu.
Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim.
Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamaı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim.
Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm.
Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da...Herhalin çekti beni.
Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını,
kurnazlığını,çoçukluğunu, olgunluğunu sevdim.
Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim.
Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulamdım.
Çünkü sen yaşam kaynağımdın.
Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm.
Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin...
Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
Sen damarlarımdakı kana karışıp, geldi.
Sen oturdun yüreğime.
Bir başkayerde olamazdın zaten.
Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın.
Çok aşka ev sahipliyi yapan bir yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni.
Herhangi bir konuk değildin artık.
Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama.
O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya...
Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle.
Çiçek çiçek açtın yüreğimde.
Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında.
Taze bir yaprak gibi yeşildin.
Açelya idin pembeliğinle.
Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün.
Kırmızıydın ateş gibi.
Ve maviydin....En çok bu renkle anmayı sevdim seni.
Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da...
Kendime bile dar gelirken, içinde her kese yer olan bir hayatın sahibiydim artık.
En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
içimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm.
Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız,
İçten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni.
Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu.
Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim.
Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamaı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim.
Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm.
Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da...Herhalin çekti beni.
Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını,
kurnazlığını,çoçukluğunu, olgunluğunu sevdim.
Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim.
Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulamdım.
Çünkü sen yaşam kaynağımdın.
Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm.
Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin...